KPMG Türkiye olarak, küresel çapta düzenlediğimiz anket çalışmasının COVID-19 pandemi dönemi sonuçlarına da yer verdiğimiz Madencilik Sektöründe Risk ve Fırsatlar başlıklı raporumuzu sizlerle paylaşmaktan memnuniyet duyuyoruz.

Küresel olarak madencilik sektörünün önde gelen şirketlerindeki yöneticilerin katıldığı bu araştırma, çeşitli riskleri ve belirsizlikleri beraberinde getiren COVID-19 salgınında sektörün, zorluklarla başa çıkabilme ve hızlı aksiyon alabilme kabiliyeti sonucunda dirençli bir görünüm ortaya koyduğunu gösteriyor. 

Madencilik Sektörü 2021 Risk Sıralaması

Bu yılki anket sonuçlarına göre Emtia Fiyat Riski, sektörün karşı karşıya olduğu en büyük risk olmaya devam ederken, Küresel Pandemi Riskinin ikinci sırada yerini almış olması hiç de şaşırtıcı gözükmüyor. Ekonomik Gerileme ve Belirsizlik, sektörün pandemi döneminde göğüs germek durumunda kaldığı önemli dalgalanmaları da yansıtarak üçüncü sırayı alıyor. İlginç şekilde, katılımcıların Kilit Yeteneklere Erişim’i, organizasyonlarının karşılaştığı dokuz numaralı risk olarak sıralaması, dünya çapındaki seyahat kısıtlamalarının etkilerini yansıtıyor olabilir. ESG kaynaklı riskler, bu yıl da sıralamadaki dördüncülüğünü koruyan Toplum İlişkileri ve İşletme İçin Sosyal Onay ile öne çıkmaya devam ediyor. Geçen yıl yedinci sırada yer alan Çevresel Riskler ve Yeni Düzenlemeler ise bu yıl beşinci sıraya yükseliyor. Sermayeye Erişim, Siyasi İstikrarsızlık ve İzin Süreci riskleri konusundaki endişeler, her biri bir önceki yıla göre önemli oranda gerilemiş olsa da, böylesi riskli bir ortamda yine ön plana çıkıyor.

ESG Stratejisi ve Teknolojik Dönüşüm Ön Planda

Ankete katılan şirketler ezici bir çoğunlukla artık net ve ölçülebilir bir ESG stratejisine sahip olmaları gerektiği konusunda hemfikirler. Yine de, katılımcıların yaklaşık üçte biri, yatırımcı beklentilerinin pazar genelinde hala tam anlaşılmadığını belirtiyor.

Teknolojinin riskten ziyade bir fırsat olduğu inancı, artık madencilik sektöründe neredeyse küresel olarak kabul görüyor. Ankete katılanların önemli bir çoğunluğu (%82), teknolojik dönüşümü tehditten çok bir fırsat olarak tanımlıyor.