Maliyet tasarrufu şirketlerin gündeminin zirvesine oturdu

COVID-19 salgını birçok CFO için adeta bir maliyet yönetimi testi olarak karşımıza çıkıyor. Finans uzmanları küresel ekonominin COVID-19 nedeniyle sekteye uğramasıyla, birçoğumuzun hayal bile edemeyeceği bir ölçekte maliyet tasarrufu yapmaya hazırlanıyor. Köklü bir maliyet tasarrufu planının hayata geçirilmesi için ne kadar geç kalınırsa, şirketlerdeki potansiyel zararın da o denli kalıcı olacağını görmekteyiz.

Farklı sektörlerdeki CFO'lar, şirketleri için çeşitli kararlar vermek zorundalar. Salgın sürecinde şirket giderlerini fazlasıyla düşürmek durumunda kalan CFO’lar, daha önce eşi benzeri görülmemiş bir tablo ile karşı karşıyalar. Ekonomik dengeleri kaydıran COVID-19, daha önce yaşanan sıkıntılardan daha büyük bir yelpazede boy gösteriyor.

Salgın, her ne kadar zorlayıcı bir süreç olsa da yönetilmesinin imkansız bir süreç olmadığı görüşündeyiz. Pandemi süresince maliyet yönetimi sorunu ile baş eden CFO’lar, üç aşamalı bir yaklaşımdan faydalanarak maliyet tasarrufu süreçlerini kuvvetlendirebilirler. Bu aşamalar Operasyonel Esneklik, İyileşme ve Yeni Normal olarak sıralanmakta.

Bu süreç boyunca birkaç temel ilkeyi göz önünde bulundurmak oldukça önemli. İlk olarak, cesur olmak önem arz ediyor; CFO’ların alacakları kararları iki kere düşünme şansı bulunmuyor. İkinci olarak, sezgilerle değil, verilere odaklanarak ilerlemek gerekiyor. Üçüncü olarak, şirket geneli tarafından benimsenme şansı en yüksek olan stratejilere odaklanılmalı. Dördüncü olarak, şirket genelinde her departmanın birbirine sorumlu olduğu bir maliyet yönetimi planı hayata geçirilmeli. Son olarak, şirketlerin uzun vadeli büyüme stratejisini onarılamaz şekilde tehlikeye atacak olası maliyet azaltma stratejilerinden kaçınılmalı. 

Operasyonel esneklik

Çoğu şirket, çalışanlarını izne çıkarmak, zorunlu olmayan faaliyetleri ve seyahatleri ertelemek veya iptal etmek gibi acil durum önlemleri almış durumda. Bu önlemlere ek olarak, artık dikkatlice yapılmış bir analiz ve diğer maliyet azaltma fırsatlarına öncelik verme zamanı. Şirket paydaşlarıyla fikir alış verişinde bulunup onların desteğini kazanmak önemli olmakla birlikle, yapılacak planlamalar derin analizler ve veri analitiğine dayanmalı. Maliyet azaltma hedeflerinin belirlenmesinde aktif rol oynamak isteyen CFO'lar; personel sayısı, envanter düzeyleri ve şirket harcamaları gibi önemli metrikler kullanarak şirketlerini rakipleriyle karşılaştırabilirler.

Uzun vadeli büyümeye geri dönüşü olmayan zararlar vermeden maliyetleri düşürmeye çalışmak, bazı şirketlerin en büyük sınavı olacak. Örneğin, kullanışsız bir mobil uygulamaya sahip olduğu için pazar payını korumakta zorlanan bir perakendeci için, söz konusu uygulamanın yeniden tasarlanmasının ertelenmesi kısa vadede iyi bir çözüm olabilir; ancak bu durum ekonomi eski dinamiğine kavuştuğunda şirketin yeniden toparlanma şansını da ortadan kaldırabilir. Benzer şekilde, yüksek performansla çalışan veri bilimcilerden oluşan bir ekibin maaşlarını azaltmak, onların yeni bir işverene geçme olasılıklarını arttırabileceği için uzun vadede mantıklı bir çözüm olmayabilir. Öte yandan, yurtdışında yeni bir pazara açılmayı ertelemek gibi uzun vadeli aksiyonlar şirketler için faydalı metotlar olabilir. Ayrıca, veri analitiğini verimli bir şekilde kullanabilen şirketlerin, ilgili tespitleri en iyi şekilde yapacak şirketler olacağını söyleyebiliriz.

İyileşme

İkinci sırada gelen bu aşamada, maliyet tasarrufu için hayata geçirilebilecek aksiyonlar belirlendikten sonra bu planlardan maksimum değerin elde edildiğine emin olunur. Bu, ilk olarak en yüksek önceliği olan ve en hızlı getiriyi sağlayacak adımlara odaklanmak, ardından da orta ve uzun vadede fayda yaratacak planları değerlendirmek anlamına gelir. Bu aşama, aynı zamanda maliyet disiplinini şirketin kültürüne oturtmak için harekete geçme aşamasıdır. Bu aksiyonun parçası olarak CFO'ların en büyük misyonu, maliyet tasarrufu hedeflerini gerçekleştirebilecek ekipleri oluşturmak ve onları yönetmek olmalıdır. 

Yeni normal

Yeni normal olarak adlandırabileceğimiz son aşamada, operasyonel esneklik aşamasında geliştirilen stratejileri halihazırda uygulamış olan CFO'lar, ekonominin iyileşmesi ne kadar uzun sürecek olursa olsun sürdürülebilirliği sağlamaya yönelmelidir. Bu, aynı zamanda COVID-19 salgınının neden olduğu değişimlerin hangilerinin geçici, hangilerinin kalıcı olacağını bize gösterecektir. Hiçbirimiz, tüketicilerin COVID-19 öncesi alışkanlıklarına ne kadar hızlı döneceğini bilmiyoruz; özellikle de sosyal mesafenin korunmasını zorlaştıran aktiviteler hepimiz için daha büyük bir soru işareti oluşturmakta.

Bu süreçte, maliyet disiplinine odaklanmak üzere toplanan çok işlevli ekip, artık eskimiş yöntemleri ajandalarından silip, gerekli görüldüğü takdirde bazı faaliyetlerde dış kaynak kullanımını devreye sokabilir. Rutin işler ise makine öğrenimi, robotik süreç otomasyonu gibi yöntemlerle otomotize bir hale getirilebilir. Ayrıca kurulacak bu ekip, tedarik zincirlerini de baştan gözden geçirmelidir. Tüm bu aşamada asıl hedef, şirketin maliyetlerini artırmadan en iyi nasıl büyüyebileceğini bulmak olmalıdır.

Sonuç

COVID-19 salgınından çıkarılacak en büyük ders maliyet disiplininin şirketler için artık opsiyonel olamayacağı. Şirketler zorlu iş koşullarını deneyimledikçe bu koşullardan yeni stratejiler üretirler; ancak burada fark yaratan nokta zor durumlarda kullanılan stratejilere her zaman hazırlıklı olma halidir. COVID-19 krizinde de gördüğümüz üzere kriz yönetim planlarını hazırda bulundurmayan şirketler diğerlerine göre daha zor günler geçirir. Kısaca özetlemek gerekirse, maliyet disiplini, şirketlerin DNA'sının geri dönüşü olmayan bir bileşeni olmalı ve CFO’lar tarafından desteklenmeli; verilecek kararlar tüm ekiplerin liderleri veya yöneticileri ile tartışılmalı. Son olarak, CFO'lar her durumda maliyet disiplini hakkında cesurca kararlar verebilmekle birlikte, uzun vadeli stratejik hedefleri tehlikeye atmadan hangi yöntemlerin daha mantıklı olduğunu tartabilmeli. Şirketlerin uzun vadeli maliyet yapısını güçlendirmek için yeni yollar bulmak, bir sonraki olası ekonomik durgunluk boyunca kriz yönetimini çok daha kolay hale getirecektir.

Kerem Vardar

Finansal Hizmetler ve Bankacılık Sektör Lideri, Şirket Ortağı

KPMG Türkiye

E-posta

Bize ulaşın