Suç gelirlerinin aklanmasıyla mücadelede teknolojinin kullanımı giderek önem kazanıyor

Suç gelirlerinin aklanmasıyla mücadelede teknoloji

"Suç gelirlerini aklama gayreti içerisinde olanlar yeni teknolojileri kullanmak konusunda her zaman hazırda bekliyorlar. Mali suçlarla mücadele eden bizler de teknolojik gelişmelere ve beraberinde getirdiklerine açık olmalıyız.”

1000
oytun-onder

Usulsüzlük Önleme, İnceleme, Ticari Uyuşmazlık ve Uyum Danışmanlığı, Danışmanlık Şirket Ortağı

KPMG Türkiye

E-posta

İçinde bulunduğumuz dönemde finansal bilgi, teknoloji ve iletişimde yaşanan gelişmeler paranın hiç olmadığı kadar hızlı ve kolay bir şekilde hareket etmesini sağlıyor. Bu durum mali suçlarla mücadeleyi her zamankinden daha önemli hale getiriyor.

Bunun paralelinde, mali suçlarla mücadele kapsamında yürürlüğe giren düzenlemeler her geçen yıl sıkılaşmaya, ülkeler arası işbirliği ile yürütülen izleme ve kontrol faaliyetleri gelişmeye devam ediyor. Ancak, diğer yandan mali suçlar, gerçekleşme şekilleri bakımından kabuk değiştiriyor: yeni yöntemler ve daha önce bu amaçla kullanılmamış teknolojilerin kullanımı ile hükümetleri, düzenleyici kurumları ve şirketleri proaktif davranmaya, kontrol bakış açılarını, risk algılarını ve kullandıkları araçları değiştirmeye zorluyorlar.

Mali Suçları Araştırma Kurulu Başkanlığı (MASAK) faaliyet raporları incelendiğinde, Türkiye’de her geçen yıl mali suçlarla mücadele açısından artan iş yükü göze çarpıyor. 2014 yılında MASAK’a iletilen Şüpheli İşlem Bildirimi (ŞİB) sayısı 36.483, MASAK tarafından düzenlenen rapor sayısı ise 136 iken 2018 yılında ŞİB sayısının 222.743, düzenlenen rapor sayısının ise 27.270 olarak gerçekleştiği görülüyor. Diğer yandan, Birleşmiş Milletler Uyuşturucu ve Suç Ofisi’ne (UNODC) göre bir yılda küresel olarak aklanan tahmini suç geliri miktarının, küresel GSYİH'nın %2’si ila %5'i seviyesinde olduğu anlaşılıyor.

Sayılardaki değişimde kuşkusuz Mali Suçları Araştırma Kurulu Başkanlığı’nın yıllar içerisinde nitelik ve nicelik bakımından gelişen insan kaynağının, inceleme metotlarının, diğer kurumlarla gerçekleştirilen işbirliğindeki artışın ve yükümlüler nezdindeki farkındalık düzeyinin payı bulunuyor. Fakat mali suçların çeşitlenmesi ve kabuk değiştirmesinin etkisi de azımsanacak düzeyde değil. Örneğin yaklaşık 10 yıl önce hayatımıza giren blokchain teknolojisi ve dijital para birimlerinin (virtual assets) günümüzde suç gelirlerinin aklanmasında kullanıldığını biliyoruz. Bugün itibarıyla milyarlarca dolarlık bir işlem hacmini temsil eden bu alanda mali suçlar özelinde bir düzenleme bir kenara; dijital varlıkların kullanımı, transferi, vergilendirilmesi gibi temel konularda dahi uluslararası düzeyde düzenleme eksiklikleri devam ediyor ve bu durum, bu tip mecraları tabiri caizse finansal sektörün “vahşi batısı” haline getiriyor.

Suçluların, bu ve bunun gibi yeni teknolojileri kullanmak konusunda her zaman düzenleyici kurumlardan hızlı davrandığı bir gerçek; mali suçların sürekli değişen doğası, bunları önlemekle sorumlu kurumları da daha farklı davranmaya ve daha çok teknoloji kullanımına itiyor. Bugün şunu söylemeliyiz ki, mali suçların ulaştığı karmaşıklık düzeyi bu işlemleri insan eliyle ya da statik senaryolar yardımıyla önleyebileceğimizin ötesine geçmiş durumdadır. 

FATF Genel Sekreteri David Lewis geçtiğimiz Aralık ayında, şirketler ve hatta düzenleyici kurumlar nezdindeki AML/CFT kontrol ortamının bir takım sistemlerde kutucukları işaretlemekten öteye gitmesi gerektiğini söylediği konuşmasında, aynı zamanda mali suçlarla mücadelede verimli ve etkin sonuçlara ulaşmak için var olan potansiyelin hiçbir zaman günümüzdeki kadar büyük olmadığını da belirtmektedir. Yapay zekanın kullanımı ile büyük veri setlerinin merkezi olarak analiz edilmesi, makine öğrenmesi ile sürekli değişen ve kendini geliştirebilen senaryoların hayata geçirilmesi ve benzer gelişmeler sayesinde çok daha iyi sonuçlar almak mümkündür.

KPMG Türkiye olarak, bu konuda paydaşlarımıza sağlamayı amaçladığımız katma değer de tam olarak burada yatıyor. Suç gelirlerinin aklanması ve terörizmin finansmanının önlenmesi hususunda teknolojiyi şirketlerin iş yapış biçimine entegre etmeyi ve daha etkin, daha isabetli bir kontrol ortamı yaratmayı hedefliyoruz.

© 2024 KPMG Bağımsız Denetim ve Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik A.Ş., şirket üyelerinin sorumluluğu sundukları garantiyle sınırlı özel bir İngiliz şirketi olan KPMG International Limited ile ilişkili bağımsız şirketlerden oluşan KPMG küresel organizasyonuna üye bir Türk şirketidir. Tüm hakları saklıdır. 

Küresel KPMG ağının yapısı hakkında detaylı bilgi için kpmg.com/governance adresini ziyaret edebilirsiniz.

Bize ulaşın