KPMG, küresel üretim sektörünün geleceğini araştırdı

KPMG, küresel üretim sektörünün geleceğini araştırdı

KPMG, bu yıl Kuzey ve Güney Amerika, Avrupa ve Asya’dan 360 üst düzey yöneticiyle yaptığı ankette küresel üretim sektörünün geleceğini araştırdı, “Endüstriyel üretimde büyümede nasıl lider olunur?" sorusuna yanıt aradı. Araştırmadan çıkan sonuçlara göre; artan rekabet tehdit ve fırsatı bir arada sunuyor. Hızlı hareket eden, finans-iş-işletme modellerini uyumlu hale getiren, gelecek vizyonu kuran, inovasyon yeteneği yüksek şirketler büyüme dalgasına şekil verecek.

1000
KPMG, küresel üretim sektörünün geleceğini araştırdı

KPMG’nin yaptığı araştırmaya, "havacılık, uzay ve savunma", "otomotiv", "holdingler", "tıbbi cihazlar", "mühendislik", "sanayi ürünleri ve metaller" olmak üzere 6 farklı sektörden yöneticiler katıldı. Yüzde 43’ü, yıllık geliri 5 milyar doların üzerinde olan şirketlerde görevli yöneticiler, "Endüstriyel üretimde büyümede nasıl lider olunur?" sorusunu yanıtladı. KPMG araştırmadan çıkan sonuçları "Küresel Üretim Sektörünün Geleceğine Bakış 2016" başlıklı raporda topladı. Buna göre; önümüzdeki 2 yıl özellikle Asyalı şirketlerin “çok agresif büyüme” hamlelerine tanık olacağız. Pek çok pazarda sınırlı büyüme beklentisi hakim olsa da üreticilerin, pastadan daha fazla pay alabilmek için yeni teknolojilere yatırım yapmaları veya rakiplerinin pazar payını çalabilmek için acımasız bir rekabete girmeleri gerekecek. Katılımcıların yüzde 92’si büyümek için yeni coğrafi pazarlara, yüzde 80’i yeni sektörlere girmeyi planlıyor.

KPMG’nin bu yıl yedinci kez yaptığı araştırmadan çıkan başlıklar şöyle:

  • Üreticiler, büyüme konusunda her zamankinden daha istekli. Katılımcıların yüzde 74’ü önümüzdeki 2 yıl boyunca büyümenin kendileri için "yüksek" öncelik taşıyacağını söylüyor. Yüzde 31’i ise önümüzdeki 12-24 ay boyunca "çok yüksek" öncelik verileceğini ifade ediyor.
  • Üretim sektöründeki yöneticilerin çoğunluğu büyüme hedeflerine ulaşmak için "agrasif" tutum sergilemeyi planlıyor.
  • Asyalı yöneticiler, agresif büyüme konusunda daha kararlı. Özellikle Japon katılımcıların yüzde 41’i "çok agresif" büyüme yaklaşımına sahip. ABD’lilerin yüzde 11’i, Almanların yüzde 8’i "çok stresli" strateji izleyeceğini söyledi.
KPMG, küresel üretim sektörünün geleceğini araştırdı

Hedef yeni pazarlar

  • Bu tabloya göre, pek çok üretici ortalamanın üzerinde büyüme kaydedebilmek için yeni pazarlara girmeleri gerektiğini çok iyi biliyor. Araştırma, üreticilerin bu konuda daha agresif davranacağını ortaya koyuyor.
  • Üreticilerin yüzde 87’si yeni pazarlara girmek için geçen iki yılda adımlar atmış durumda. Yüzde 92’lik kısmı ise gelecek iki yıl içinde bu yönde adımlar atmayı planlıyor.
     

Yeni pazarlara yatırım başladı

  • Asya’dan gelen rekabetin yavaşlayacağını veya azalacağını düşünenler büyük bir hayal kırıklığına uğrayacak. Asyalı üreticiler yeni pazar payı kazanma ve büyümeyi hızlandırma çabalarını artırmayı planlıyor. Bu da yoğun bir rekabete işaret ediyor.
  • Yurt dışına açılmanın sadece maliyet düşürme stratejisi olduğu günler geride kaldı. Üreticiler yurt dışı yatırımlarından hem brüt gelir hem de net kâr artışı bekliyor. Yine de maliyet hâlâ önemli bir unsur. Katılımcıların yüzde 43’ü yurt dışı yatırımların ilk nedeninin "düşük maliyetli üretim fırsatları" olduğunu söylüyor.
  • Maliyet düşürmek için yurt dışında yatırım yapmayı planlayanların başında Hint yöneticiler geliyor. Onları ABD’liler izliyor.
  • Katılımcıların yüzde 34’ü ise yeni pazarlara girmek için yatırım yaptığını ifade ediyor.
     

“Çin’de üret” yerine “Çin’e sat” stratejisi

  • Üreticinin “Çin’de üret” stratejisi yavaş yavaş “Çin’e sat” şeklinde değişiyor. Batılı üretici artık “Çin’e sat” stratejisinden bahsediyor. Tabii bu farklı beceriler, kurumsal yapılar ve satış stratejileri gerektiriyor.
  • Bununla birlikte yeni pazarlara girmek için yatırım yapma olasılığı en yüksek kesim, gelişmekte olan Hindistan, Çin gibi pazarlardaki katılımcılar. Çinli katılımcıların yüzde 44’ü, Hintlerin ise yüzde 47’si yurt dışı yatırımların temel nedenini “yeni pazarlara girmek” diye açıklıyor.
  • Yeni pazarlara girmek pek çok üretici için büyüme denkleminin sadece bir parçası.

Hizmet de değişecek ürün de

  • Üreticiler büyümek için mevcut işleri üzerinde önemli hatta köklü değişiklikler yapmayı planlıyor. Üreticilerin yüzde 80’inden fazlası, sundukları ürün veya hizmeti önümüzdeki iki yıl içinde değiştirmek istediğini söylüyor.
  • Yeni teknolojilerden ve müşteri taleplerinden faydalanmak isteyen ABD’li katılımcılar sundukları “hizmet" portföyünü değiştirmeyi planlıyor. Alman katılımcılar ise “ürün” portföyünü değiştirmekten söz ediyor.

Sihirli sözcük: İnovasyon

  • Bu tablo araştırmayı şu noktaya taşıyor: Başarılı ürün / hizmet sunmak isteyen şirketlerin, müşterileri anlayarak onlar için değer yaratmaya çalışarak müşteriyle birlikte inovasyon yapması gerekiyor. Üreticilerin gelecekte karşılaşabileceği en büyük zorluğun bu olacağı görülüyor.
  • Çığır açan inovasyonlara odaklanan üreticilerin yüzde 56’sı pazara bir veya birkaç yeni ürün çıkarmak için yatırımlar yapacağını belirtiyor.
     

Ar-Ge’ye yatırım artacak

  • Üreticiler, Ar-Ge ve inovasyona yaptıkları yatırımları artırmaları gerektiğini biliyor. Katılımcıların yüzde 21’i önümüzdeki 2 yıl boyunca gelirlerinin yüzde 10’undan fazlasını Ar-Ge’ye yatırmayı planlıyor. Yüzde 49’u ise gelirlerinin en az yüzde 6’sını Ar-Ge için harcayacağını belirtiyor. Çinli, Japon ve Hint katılımcıların yarısı bu grupta yer alıyor. Sektörleri ise otomotiv ve holdingler…

Sensörler, yapay zeka, robotlar

  • Sensörler ile iletişim ve bilişsel zeka alanındaki gelişmelerin, otomotiv, ağır sanayi, tıbbi cihazlar ve akıllı bina/altyapı gibi pek çok sektörde büyük değer yaratacağı görülüyor.
  • 3D baskı ve katmanlı üretim teknolojileri, yapay zeka ve bilişsel bilgi işlem teknolojileri, robotların kullanıldığı üretim bantları yatırım çekecek alanlar olacak.
  • Üreticiler yeni sektöre girmelerine yardımcı olacak yeni işletmelere, modellere ve teknolojilere önemli yatırımlar yapıyor. Mobil platformlara yatırım yapan otomotiv üreticilerinden ticari siber güvenlik hizmetlerine yatırım yapan savunma sanayi yüklenicilerine kadar tüm üreticiler, bir taraftan ana faaliyet alanlarında ezber bozan iş modellerine karşı kendilerini korumayı sürdürüyor diğer yandan müşteriyle bağlantılı kalabilmenin yollarını arıyor.

Kritik soru: Ya tedarik zinciri?

  • Üreticilerin yeni pazarlara girmeye ve yeni ürünler geliştirmeye bu kadar odaklandığı bir ortamda en kritik soru, tedarik zincirinin büyümeye ne kadar hazır olduğu… Nitekim üreticiler, büyüme planları önündeki en büyük üç riski “Ekonomik kırılma, pazardaki kırılma ve tedarik zincirindeki başarısızlık” diye sıralıyor.
  • Tedarik zinciri öncelikleri sektörlere göre değişebiliyor. En hızlı gelişen, en fazla ilgi ve yatırımı çekecek teknoloji unsuru “nesnelerin interneti” gibi görünüyor. İngiltere ve ABD’den katılımcılar, nesnelerin internetini destekleyecek teknoloji ve araçlara yapılacak yatırımları "küresel öncelikli" olarak görüyor.
     

Organik ama hızlı büyüme

  • Hiçbir yönetici yavaş büyümek istemiyor. Ama katılımcılar hedeflerine ulaşmak için öncelikli olarak organik büyümeyi tercih ediyor. Bunun için belirledikleri süre ise en fazla üç yıl. Birleşme ve satın alma yerine organik büyümeyi tercih edenlerin oranı yüzde 50’nin üzerinde.
  • Birleşme ve satın almayı en fazla tercih edenler ise Asyalı katılımcılar. Çinli yöneticilerin yüzde 56’sı, Japonların yüzde 53’ünün tercihleri bu yönde.

© 2024 KPMG Bağımsız Denetim ve Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik A.Ş., şirket üyelerinin sorumluluğu sundukları garantiyle sınırlı özel bir İngiliz şirketi olan KPMG International Limited ile ilişkili bağımsız şirketlerden oluşan KPMG küresel organizasyonuna üye bir Türk şirketidir. Tüm hakları saklıdır. 

Küresel KPMG ağının yapısı hakkında detaylı bilgi için kpmg.com/governance adresini ziyaret edebilirsiniz.

KPMG International Cooperative (“KPMG International”) bir İsviçre kuruluşudur. KPMG ağına üye olan bağımsız şirketler, KPMG International’a bağlıdır. KPMG International’ın müşterilere sunduğu herhangi bir hizmet yoktur. Hiçbir üye şirketin KPMG International’ı veya bir başka üye şirketi, aynı şekilde KPMG International’ın da hiç bir üye şirketi üçüncü şahıslar ile karşı karşıya getirecek zorlayıcı ya da bağlayıcı hiçbir yetkisi yoktur. Tüm hakları saklıdır.

Bize ulaşın