Küresel üretimde “Çin’de üret” yerine “Çin’e sat” dönemi

Küresel üretimde “Çin’de üret yerine Çin’e sat” dönemi

KPMG’nin ABD, Avrupa ve Asya’dan 360 üst düzey şirket yöneticisiyle yapılan anket, havacılık, uzay ve savunma, otomotiv, holdingler, tıbbi cihazlar, mühendislik, sanayi ürünleri ve metaller olmak üzere 6 farklı sektörden yöneticiler katıldı. Yıllık geliri 5 milyar doların üzerinde olan şirketlerde görevli yöneticiler, “Endüstriyel üretimde büyümede nasıl lider olunur?” sorusunu yanıtladı.

1000
Küresel üretimde “Çin’de üret” yerine “Çin’e sat” dönemi

Önümüzdeki iki yıl, özellikle Asyalı üreticilerin “çok agresif büyüme” hamlelerine tanık olacağız. Pek çok pazarda sınırlı büyüme beklentisi hakim olsa da üreticilerin pastadan daha fazla pay alabilmek için yeni teknolojilere yatırım yapmaları veya rakiplerinin pazar payını çalabilmek için acımasız bir rekabete girmeleri gerekecek. Batılı üretici artık “Çin’de üret” yerine “Çin’e sat” stratejisine geçti. Elbette, bu farklı beceriler, kurumsal yapılar ve satış stratejileri gerektiriyor. Bununla birlikte yeni pazarlara girmek için yatırım yapma olasılığı en yüksek kesim, gelişmekte olan Hindistan ve Çin gibi pazarlardaki katılımcılar. Çinli katılımcıların yüzde 44’ü, Hintli katılımcıların ise yüzde 47’si yurt dışı yatırımların temel nedenini ‘yeni pazarlara girmek’ diye açıklıyor.

Büyüme konusunda üreticiler istekli

Üreticiler, büyüme konusunda her zamankinden daha istekli. Üretim sektöründeki yöneticilerin çoğunluğu büyüme hedeflerine ulaşmak için agresif tutum sergilemeyi planlıyor. Özellikle Japon katılımcıların yüzde 41’i çok agresif büyüme yaklaşımına sahipken, ABD’lilerin ise yüzde 11’i, Alman’lar ise yüzde 8’i çok agresif strateji izleyeceğini söylüyor.

Sihirli sözcük: İnovasyon

Başarılı ürün/hizmet sunmak isteyen şirketlerin, müşterileri anlayarak onlar için değer yaratmaya çalışarak müşteriyle birlikte inovasyon yapması gerekiyor. Üreticilerin gelecekte karşılaşabileceği en büyük zorluğun bu olacağı görülüyor. Çığır açan inovasyonlara odaklanan üreticilerin yüzde 56’sı pazara bir veya birkaç yeni ürün çıkarmak için yatırım yapacağını belirtiyor.

Ar-Ge’ye yatırım artacak

Üreticilerin Ar-Ge ve inovasyona yaptıkları yatırımları artırmaları gerekiyor. Katılımcıların yüzde 21’i önümüzdeki 2 yıl boyunca gelirlerinin yüzde 10’undan fazlasını Ar-Ge’ye yatırmayı planlıyor. Yüzde 49’u ise gelirlerinin en az yüzde 6’sını Ar-Ge için harcayacağını belirtiyor. Çinli, Japon ve Hintli katılımcıların yarısı bu grupta yer alıyor. Sektörleri ise otomotiv ve holdingler.

Sensörler, yapay zeka, robotlar

Sensörler ile iletişim ve bilişsel zeka alanındaki gelişmelerin, otomotiv, ağır sanayi, tıbbi cihazlar ve akıllı bina/altyapı gibi pek çok sektörde büyük değer yaratacağı görülüyor. 3D baskı ve katmanlı üretim teknolojileri, yapay zeka ve bilişsel bilgi işlem teknolojileri, robotların kullanıldığı üretim bantları yatırım çekecek alanlar olacak. Üreticiler yeni sektöre girmelerine yardımcı olacak yeni işletmelere, modellere ve teknolojilere önemli yatırımlar yapıyor. Üreticiler bir taraftan ana faaliyet alanlarında ezber bozan iş modellerine karşı kendilerini korumayı sürdürüyor, diğer yandan müşteriyle bağlantılı kalabilmenin yollarını arıyor.

Yeni pazarlara açılma trendi başladı

Pek çok üretici ortalamanın üzerinde büyüme kaydedebilmek için yeni pazarlara girmeleri gerektiğini çok iyi biliyor. Bu nedenle üreticilerin daha agresif davranması bekleniyor. Rakamsal olarak da bu durum ankette görülüyor: Üreticilerin yüzde 87’si yeni pazarlara girmek için geçen 2 yılda adımlar atmış durumda. Yüzde 92’lik kısmı ise gelecek 2 yıl içinde bu yönde adımlar atmayı planlıyor.

Yurt dışı yatırımlardan maliyet avantajı bekleniyor

Yurt dışına açılmanın sadece maliyet düşürme stratejisi olduğu günler geride kaldı. Üreticiler yurt dışı yatırımlarından hem brüt gelir hem de net kar artışı bekliyor. Yine de maliyet hala önemli bir unsur. Katılımcıların yüzde 43’ü yurt dışı yatırımların ilk nedeninin düşük maliyetli üretim fırsatları olduğunu söylüyor. Maliyet düşürmek için yurt dışında yatırım yapmayı planlayanların başında Hintli yöneticiler geliyor. Onları ABD’liler izliyor. Katılımcıların yüzde 34’ü ise yeni pazarlara girmek için yatırım yaptığını ifade ediyor.

Hizmet de değişecek ürün de

Üreticiler büyümek için mevcut işleri üzerinde önemli hatta köklü değişiklikler yapmayı planlıyor. Üreticilerin yüzde 80’inden fazlası, sundukları ürün veya hizmeti önümüzdeki 2 yıl içinde değiştirmek istediğini söylüyor. Yeni teknolojilerden ve müşteri taleplerinden faydalanmak isteyen ABD’li katılımcılar sundukları “hizmet’ portföyünü değiştirmeyi planlıyor. Alman katılımcılar ise “ürün” portföyünü değiştirmekten söz ediyor.

Kritik soru: Ya tedarik zinciri?

Üreticilerin yeni pazarlara girmeye ve yeni ürünler geliştirmeye bu kadar odaklandığı bir ortamda en kritik soru, tedarik zincirinin büyümeye ne kadar hazır olduğu… Nitekim üreticiler, büyüme planları önündeki en büyük 3 riski “Ekonomik kırılma, pazardaki kırılma ve tedarik zincirindeki başarısızlık” diye sıralıyor.

En çok yatırım çekecek teknoloji: Nesnelerin İnterneti

Tedarik zincirinin öncelikleri sektörlere göre değişebiliyor. En hızlı gelişen, en fazla ilgi ve yatırımı çekecek teknoloji unsuru “Nesnelerin İnterneti”. İngiltere ve ABD’den katılımcılar, Nesnelerin İnternetini destekleyecek teknoloji ve araçlara yapılacak yatırımları küresel öncelikli olarak görüyor.

Organik ama hızlı büyüme

Hiçbir yönetici yavaş büyümek istemiyor. Ama katılımcılar hedeflerine ulaşmak için öncelikli olarak organik büyümeyi tercih ediyor. Bunun için belirledikleri süre ise en fazla 3 yıl. Birleşme ve satın alma yerine organik büyümeyi tercih edenlerin oranı yüzde 50’nin üzerinde. Birleşme ve satın almayı en fazla tercih edenler ise Asyalı katılımcılar; Çinli yöneticilerin yüzde 56’sı, Japon’ların yüzde 53’ünün tercihleri bu yönde.

© 2024 KPMG Bağımsız Denetim ve Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik A.Ş., şirket üyelerinin sorumluluğu sundukları garantiyle sınırlı özel bir İngiliz şirketi olan KPMG International Limited ile ilişkili bağımsız şirketlerden oluşan KPMG küresel organizasyonuna üye bir Türk şirketidir. Tüm hakları saklıdır. 

Küresel KPMG ağının yapısı hakkında detaylı bilgi için kpmg.com/governance adresini ziyaret edebilirsiniz.

KPMG International Cooperative (“KPMG International”) bir İsviçre kuruluşudur. KPMG ağına üye olan bağımsız şirketler, KPMG International’a bağlıdır. KPMG International’ın müşterilere sunduğu herhangi bir hizmet yoktur. Hiçbir üye şirketin KPMG International’ı veya bir başka üye şirketi, aynı şekilde KPMG International’ın da hiç bir üye şirketi üçüncü şahıslar ile karşı karşıya getirecek zorlayıcı ya da bağlayıcı hiçbir yetkisi yoktur. Tüm hakları saklıdır.

Bize ulaşın