KPMG Türkiye olarak hazırladığımız, 2021 KPMG Perspektifinden Fintech Sektörüne Bakış raporumuzu sizlerle paylaşmaktan memnuniyet duyuyoruz.

Yıllardır popüler bir konu olan dijital bankacılık, hızlanan internet iletişimi, gelişen mobil teknolojiler ve genişleyen toplumsal erişim ile birlikte dünya genelinde en hızlı büyüyen alanlardan biri olarak anılıyor. Yüzlerce yıllık klasik bankacılığın karşısında henüz 10 yıllık geçmişe sahip “fintech” ise adeta fırtınalar yaratıyor.

Rekabet koşulları hızla değişirken şirketler, sektör fark etmeksizin hizmetlerini yeniden şekillendirme çabası içerisinde yer alıyorlar. Müşteri taleplerinin yön verdiği ve rekabetin körüklediği bu süreç, şirketler için daha hızlı ve güvenli çözümler üretmeyi zorunlu hale getiriyor. Rekabet koşullarındaki değişimin önemli bir unsuru olan start-up’lar, yer yer eski modelleri kopyalayıp geliştirirken bazen de oyunun kurallarını baştan yazıyor.

Küresel fintech görünümü

Fintech şirketleri fonlama, ödeme sistemleri, elektronik cüzdan, elektronik ticaret, elektronik sigorta ve belki de hepsinden çok gündemde yer bulan kripto paralar gibi alternatif ürünlerle donanmış bulunuyor.

2015-2020 yılları arasındaki 5 yıllık dönem içerisinde global arenada fintech alanına ortalama her yıl yaklaşık 30 milyar dolar yatırım yapıldı. Küresel fintech piyasasının 2019 sonu itibarıyla 5,5 trilyon USD büyüklüğe ulaştığı tahmin ediliyor. Sektörün, önümüzdeki beş yıllık süreçte de yıllık ortalama %23,5 bileşik büyüme oranına erişeceği düşünülüyor. Aynı zamanda, 2023 yılında müşteri hizmetleri robotlarının bankalara 7,3 milyar USD; yapay zekâ uygulamalarının ise sigorta sektörüne 1,3 milyar USD kazandıracağı tahmin ediliyor.

Startup Genome’un 2020 araştırma sonuçlarına göre küresel fintech ekosistemi beş ana merkeze sahip. ABD’de Silikon Vadisi ve New York, Avrupa’da Londra, Asya’da ise Singapur ve Pekin. Bu beşli dışında, Şangay, Boston, Hong-Kong, Paris, Chicago, Los Angeles ve Toronto da önemli merkezler olarak kabul ediliyor. Bu denge içinde Asya liderliği ele aldı.

Fintech şirketleri, 2020 yılını toplam 31 milyar USD yatırım alarak tamamladı. Bu değer 2021 yılının Nisan ayı sonunda ise 29,8 milyar USD seviyesine ulaştı yani bir önceki yılın toplam fonlama miktarının %93’ü yakalanmış oldu.

Yerel fintech görünümü

Salgın dönemi, ülkemizde de fintech sektörü adına küresel trende paralel bir eğilimin yaşanmasını sağladı. Ülkemizde fintech ekosistemi bankacılık sisteminin de güçlü desteği ve iştahı ile büyümeye devam ediyor. Salgın döneminde güçlenen “temassız işlem” eğilimi, yeni teknolojilerin hızla devreye alınması gereksinimini destekliyor.

Avrupa ve Orta Doğu ülkelerinde 2020 yılı fonlama hacimlerine bakılırsa ülkemiz, Avrupa kıtasında 2020 yılında aldığı 139 milyon fonlama ile Polonya’nın ardından 18. sırada yer alıyor. Listenin ilk üç sırasında ise 13,6 milyar USD ile Birleşik Krallık, 5,3 milyar USD ile Fransa ve 5,1 milyar USD ile Almanya yer alıyor. Bu hacim, sadece Ortadoğu ülkeleri dikkate alındığında ise ülkemizi 3. sırada tutuyor.

Ülkemiz, oyun sektöründe de öne çıkıyor. 2020 yılında Peak Games’in dünya devi Zynga’ya satışı ve ilk Unicorn’umuza kavuşmamızın ardından elektronik oyun sektöründeki faaliyetler devam ediyor. 2021’in ilk dört ayında 17 oyun şirketi 65 milyon USD yatırım almayı başardı. Bu noktada, değeri 1 milyar USD’yi aşan toplam 3 şirketimiz oldu.

2020 ve 2021 yılında fintech sektörü ile ilgili genel değerlendirmemizin, küresel ve yerel fintech görünümü, beklentiler ve sektör analizinin yer aldığı raporumuzun, fintech sektörünün tüm tarafları için faydalı olmasını umuyor, keyifli okumalar diliyoruz.