Yapay zeka uygulamalarında son durum, iş dünyasında soru işaretleri oluşturan konular arasında düzenli olarak yer buluyor. Otomasyon, veri & analitik, makine öğrenimi ve diğer teknolojiler son dönemde planlanandan çok daha hızlı bir şekilde ilerleme kaydediyor. Bu teknolojilerin gelişim hızını takip etmek zor olabiliyor.

KPMG, küresel şirketlerde yapay zeka ve otomasyon uygulamalarının durumunu gözlemlemek için “AI Transforming the Enterprise” araştırmasını gerçekleştirdi. Araştırmaya, Global 500 şirketlerinden 30 üst düzey yönetici katıldı. Araştırmada yer alan 30 şirket, küresel ölçekte 6,2 milyon kişi istihdam ediyor ve toplamda 3 trilyon dolarlık bir küresel pazar payını temsil ediyor.

Araştırmada öne çıkan ilk trende göre, deneyselden uygulamalı teknolojiye hızlı bir geçiş söz konusu. Araştırmaya katılan şirketlerin yüzde 26’sı robotik süreç otomasyonunu (RPA) şirketlerinin büyük birimlerinde halihazırda devreye aldı. Yüzde 65’lik bir kesim ise, RPA’nın yalnızca belirli ekipler ve spesifik fonksiyonlar tarafından kullanıldığını belirtti. Gelecek üç yılda ise, katılımcıların yüzde 83’ü RPA’nın şirket genelinde devrede olacağını düşünüyor. Yapay zekada için de, yüzde 50’lik bir kesim 2022 yılına kadar bütün fonksiyonlarda devreye almayı hedefliyor.

Yapay zekaya olan talep güçlendikçe, yetenek için yapılan yatırımlar da artıyor. Araştırmaya katılan ve yapay zeka uygulamaları konusunda daha ileri bir aşamadaki beş şirketin her birinde bu alana spesifik olarak ortalama 375 adet profesyonel çalışıyor. Şirketler, 2022 yılına kadar yapay zeka alanındaki çalışan sayısının 500-600 arasına ulaşmasını bekliyor. Araştırmaya katılan 30 şirketin büyük bir kısmı, önümüzdeki birkaç yıl içerisinde yapay zeka için yetenek ve altyapı yatırımlarının %50-%100 aralığında bir artış kaydedeceğini düşünüyor.

Araştırmaya katılan şirketlerin yarısı, yapay zeka stratejilerinin yönetiminde CIO’nun görev aldığını belirtti. Diğer yandan yüzde 40’lık bir kesim, yapay zeka stratejilerinin ve uygulamalarının hayata geçirilmesinde teknoloji liderlerinin yanı sıra fonksiyon liderlerinin de görev aldığını bildirdi. Büyük ölçekli şirketlerde, yapay zekanın devreye alınmasına ilişkin mükemmeliyet merkezileri yaygınlık kazanıyor. Araştırmaya katılanların yüzde 63’ünün, gerek küresel, bölgesel veya fonksiyonel bazda kurulu bir mükemmeliyet merkezi bulunuyor.

Yapay zeka programlarının başarısı için, makine öğrenimi sayesinde zamanla daha da güçlenecek algoritmaların kontrol edilmesi kritik önem taşıyor. Finansal hizmetler, sağlık ve ilaç gibi ciddi düzenlemelere tabi sektörler hariç olmak üzere, büyük ölçekli şirketler öncelikle yetenek ve teknoloji yatırımlarına ağırlık verirken, kontrol sistemlerini göz ardı edebiliyor. Araştırmaya katılan büyük ölçekli kuruluşların, yalnızca %25-30’luk bir kesimi kontrol sistemi geliştirerek güveni ve şeffaflığı artırmak adına ciddi yatırımlar yapıyor. Bu da bir gelişim alanı olarak karşımıza çıkıyor.

Yapay zeka uygulamalarının devreye alınmasında diğer önemli noktalar verimlilik ve rekabet gücü olarak karşımıza çıkıyor. Araştırmaya göre, yapay zekaya yatırım yapan şirketler üstlendikleri projelerde ortalama yüzde 15 oranında bir verimlilik sağlıyor. Hatta şirketlerin çoğu, yapay zeka ve otomasyon kullanımında verimliliği iyileştirmenin en önemli operasyonel etken olduğunu belirtiyor.

Sonuç olarak, yapay zeka teknolojileri, tedarik zinciri yönetiminden, müşteri hizmetlerine ve vergi fonksiyonuna kadar birçok alanda verimliliğin iyileştirilmesine destek sağlıyor. Bu aşamada, şirketler rekabet gücünü koruyabiliyor. İleriki dönemde ise, bu teknolojilerin inovasyonla büyümeyi destekleyerek, yeni ürünlerin, hizmetlerin ve iş modellerinin geliştirilmesine katkıda bulunması bekleniyor.