Dijital Taşıma Organizatörlüğü

Birkaç yıl öncesine kadar taşıma organizatörlüğü çoğunlukla manuel olarak yürütülüyordu. Sevkiyat yapmak isteyen şirketler için fiyatlandırma şeffaf değildi ve bilgi sistemi iletişime kapalıydı. Bu durum da müşterilerin yüzde 40’a kadar daha fazla ücret ödemesine neden oluyordu.

Son yıllarda dijital taşıma organizatörlüğü platformları pazara giriş yaparak, bu sorun için çözüm geliştirdi. Taşıma organizatörlüğünün dijitalleştirilmesi, işlerin çoğunlukla kağıt üzerinde ilerlediği bir sektörde yıkıcı etki gösterme potansiyeline sahip. ‘FreightHub’ın gelişimini, bu yıkıcı etkilere örnek gösterebiliriz. İşe yalnızca bir platform olarak başlayan FreightHub, zamanla bir taşıma organizatörüne dönüşerek, Kuehne & Nagel, DHL ve UPS gibi köklü forwarderların karşısına ciddi bir rakip olarak çıktı.

Dijital taşıma organizatörlüğü platformu, müşterilerin farklı fiyat tekliflerine erişmesine, kendi sevkiyatını ayarlamasına ve eş zamanlı olarak takip etmesine imkan sunuyor. FreightHub ve Freightos gibi öncü startuplar “Hizmet Olarak Yazılım” (Software as a Service- SaaS) modelini kullanıyor. Bu model üyelik bazında online olarak çalışıyor; ayrıca bir yazılım satın alınmasını veya yüklenmesini gerektirmiyor.

Startupların sunduğu bu platform, maliyet konusunda şeffaflık sağlarken, bir yüklemenin taşınma sürecinde aktif bir şekilde yönetilmesine imkan sunuyor. Taşıma organizatörlüğünün internet üzerinden yapılması ve evrak işinin dijitalleştirilmesi ile birlikte işgücüne olan ihtiyaç azalıyor. Bu durum da taşıma sürecini daha pratik bir hale getiriyor.

Bu teknolojik gelişmenin sektörde güvenle karşılandığını söyleyebiliriz. Zira, Freightos ABD’deki risk sermayedarlarından ve Avrupalı kuruluşlardan 94 milyon doların üzerinde yatırım çekti. Ayrıca sektördeki öncü şirketler arasında yer alan CMA CGM ile işbirliği yaptı. Bunun yanı sıra, Almanya merkezli FreightHub A Yatırım Turu için 20 milyon dolar temin etti. 2016 yılında pazara giriş yapan FreightHub’ın lojistik teknolojisi konusunda Avrupa’da lider olduğu söylenebilir.

Önde gelen denizcilik şirketleri de bu trende uyum sağlayarak kendi platformlarını geliştirebilir. Daha önce benzer bir işbirliği Maersk ve IBM arasında gerçekleşmişti. Bu işbirliğinin sonucunda küresel blokzinciri platformu TradeLens ortaya çıkmıştı.

Önümüzdeki yıllarda, “Hizmet olarak yazılım” modeli denizcilik sektöründe temel bir rekabet kriteri olarak karşımıza çıkabilir. 

Sensörler ve Demirbaş Takibi

Demirbaş takibi taşımacılık sektöründe gündemde olan konulardan biri. Geçmişte müşterilerin yüklemelerini takip etmesi mümkün olmuyordu. Startup şirketleri bu sorunu çözmek adına bir kez daha hamle yaptı. Örnek olarak; hava, kara ve deniz yollarındaki hareketleri gözlemlemek için radyo frekansını kullanan Hawkeye360’ı gösterebiliriz. Şirket ABD’de 16,3 milyon dolar yatırım aldı. Makine öğrenimini kullanarak taşıma zamanını öngören ve yükleme takibine imkan sunan Clearmetal da ABD’de 12 milyon dolar yatırım elde etti.

Bu startupların yalnızca takip imkanı sunarak büyümeyi sürdürüp sürdüremeyeceği şimdilik belirsiz. Olası bir senaryo, bu takip teknolojisinin dijital taşıma organizatörlüğüyle entegre bir şekilde varlığını sürdürmesi. Şimdilik ContainerXChange isimli bir platform, yüklemenin eş zamanlı olarak izlenmesine imkan sunuyor. 

Lojistik Analiz ve Yazılım

Denizcilik sektörünün gündeminde olan diğer bir konu da IMO 2020. Bu yönetmeliğe göre; gemilerin kullandığı yakıtın sülfür oranının %0,5’i geçmemesi gerekiyor. Mevcut limit %3,5. Bu düzenleme sonucunda, daha pahalı bir yakıt üretilip kullanılacağı için hem gemicilik şirketleri hem de müşteriler için maliyetler artacak.

Bu durum, gemicilik şirketleri arasında yakıtın daha tasarruflu kullanımı için talep doğurdu. Bu fırsatı gören startup şirketleri de, taşıma esnasında optimal düzeyde yakıt kullanımı için hangi rotanın izlenmesine yönelik net analiz sağlamaya başladı.

Buna örnek olarak, Searoutes.com’u gösterebiliriz. Yeni standartlara göre yakıt tasarrufu sağlayacak rotalar belirlenmesi ve uzun süreli sürdürülebilirlik sağlanması için hizmet sunan şirket, yakıt maliyetinde %10’luk bir azalma vaat ediyor. 

Startup yatırım merkezleri

Global lojistik startuplarına ABD öncülük ediyor. Ülkede, sürdürülebilirliğe ilişkin yatırımlara yönelik olarak ‘SeaAhead’ isimli bir girişim bulunuyor. ABD’yi, denizyolu taşımacılığının en yoğun olarak yapıldığı bölge olan Asya takip ediyor. Özellikle Singapur, 1 milyar doları aşan girişim sermayesiyle birlikte önemli bir denizcilik startup yatırımları merkezi. Ayrıca Singapur, Haziran 2018’de, ülkedeki resmi makamlarca desteklenen ‘Pier71’ girişim hızlandırma programını hayata geçirdi.

Son olarak Avrupa’nın ise, lojistik sektöründeki teknolojik gelişmelere ayak uydurmak konusunda nispeten yavaş ilerlediği gözleniyor. Bu durum, veri gizliliğine ilişkin endişelere ve Avrupa Birliği’nin bölgedeki startuplara veya şirketlere yönelik düzenlemelerine bağlanabilir. Buna karşın, CMA CGM’in girişimi ZEBOX ve Londra’daki Startupwharf gibi birkaç startup ve kuluçka programı bölgede her geçen gün daha aktif bir şekilde faaliyet gösteriyor.