Otomotiv sektörü birleşme ve satın alma işlemleri

Otomotiv sektörü birleşme-satın alma işlemleri

Otomotiv sektörü hiç olmadığı kadar büyük bir değişim sürecinde. Otonom araçlar, bağlanabilirlik, elektrikli mobilite ve paylaşım teknolojilerindeki ilerlemeler sektörün gündemini oluşturuyor.

Otomotiv yöneticileri 2030 yılına kadar pazardaki satın alma kriterlerinin başında sürücüsüz araçlar/aktif sürücü desteği sistemleri geleceği konusunda hem fikir olmuş durumda.

Otomotiv sektörü böylesine kapsamlı bir teknolojik dönüşüm içindeyken kendilerine bu süreçte yeni pazar fırsatları gören teknoloji firmalarının da otomotiv sektörüne girişi nedeniyle otomotiv sektörü Ar-Ge faaliyetlerinin merkezine dönüşmüş durumda. Sektördeki teknolojik dönüşüm hem ana üreticiler hem de tedarikçilerine iş modellerinde değişiklik yapma ve yeni iş stratejileri geliştirme konusunda büyük baskı yaratıyor. Küresel otomotiv ana ve yan sanayi firmalarını incelediğimizde dijital dönüşüme hazır hissedenlerin bu süreçte sıklıkla teknoloji firmaları ile ortaklık kurma çabasında olduğunu görüyoruz. Farklı iş stratejileri kovalayan otomotiv firmaları için bu ortaklıklar ihtiyaç duyulan finansman, bilgi ve teknolojiye ulaşmak için önemli bir kanal oluştururken, pazardaki fırsatları gören teknoloji firmaları da otomotiv sektöründen şirketler satın alarak sektöre hızlı adımlarla giriş yapıyor.

Türkiye’de 2015 – 2018 yılları arasında gerçekleşen 23 adet otomotiv sektörü satın alma birleşme işleminin büyük çoğunluğunun tedarik sanayi alanında gerçekleştiğini görüyoruz. Bu alanda son yıllarda önemli büyüklükte işlemler gerçekleşmiş olsa da otomotiv sektörünün potansiyelinin çok altında performans gösterdiğini düşünüyoruz. Türkiye’de son yıllarda gerçekleşen yabancı sermayeli işlemlerin alanında lider stratejik yatırımcıların daha çok Türkiye ve Avrupa pazarında konumlarını güçlendirme ve önde gelen üreticilere ulaşma stratejileri doğrultusunda ülkeye girdiklerini anlıyoruz.

Yabancı sermaye yatırımları, sahip oldukları teknolojilerin paylaşımı ve entelektüel sermayemize katma değer sağlaması açısından büyük önem taşıyor. Fakat diğer ülkelerde gerçekleşen teknoloji firmalarının şirket satın almalarındaki hareketlilik henüz ülkemize yansımamış durumda. Türk otomotiv yan sanayi firmalarının ürün portföyleri incelendiğinde, çoğunluğunun geleneksel tarzda mekanik parça üretimi yapan firmalardan oluştuğunu görüyoruz. Dijitalleşmenin öneminin ve kaçınılmaz olduğunun farkında olsalar da alışılmış iş modellerini değiştirmek o kadar kolay olmuyor. Türk tedarik sanayicisinin önünde sancılı bir değişim süreci var.

Yüksek kur, yüksek borçlanma maliyeti ve girdi maliyetlerindeki artış ile mücadele ile geçen bir yıldan sonra otomotiv tedarik sanayimizde önümüzdeki yıllarda satın alma ve birleşme fırsatlarının artacağını düşünüyoruz. İhracat oranı yüksek, kur riski göreceli olarak düşük olan ve bu süreçte karlılığını koruyabilen şirketlerin stratejik ve finansal yatırımcıların radarında olduğunu biliyoruz. Bunun dışında stratejik olarak mali açıdan sıkıntıya düşmüş ve piyasadan borçlanamayan yani sermaye finansmanı gereksinimindeki firmaları takip eden yatırımcılar için de önümüzdeki dönemde önemli fırsatlar gelişeceğini düşünüyoruz.