Yeniden yapılandırmaya hazırlanmak

Yeniden yapılandırmaya hazırlanmak

Genişleyen piyasalarda finansal sürdürülebilirliğin en önemli unsurları istikrarlı karlılık ve dış finansmana erişebilirlik... Şirketler büyüme döneminde doğru iş modelleri ile hızlıca büyüyebilir. Böylece hem işlerini büyütmek hem de yeni alanlara girebilmek için ihtiyaç duydukları yatırımları hayata geçirme fırsatını elde edebilirler. Peki, finansal sürdürülebilirlik alarm vermeye başladığında ne yapmalı?

1000
Yeniden yapılandırmaya hazırlanmak

Fiyat istikrarının bozulduğu ya da daralma emarelerinin ortaya çıktığı dönemlerde sürdürülebilirlik kriterleri de hızla yön değiştirir. Bu nedenle şirketlerin, kendi mali durumlarından bağımsız olarak, dış finansman kaynaklarının azalabileceğini, maliyetlerin hızla artacağını, tüm kredi ilişkilerinin yeniden tanımlanacağını görebilmesi ve mevcut iş modelleriyle beraber yönetim raporlamalarının tasarımını değiştirmesi doğru bir adım olacaktır.

Şirketlerin üzerinde çalışması ve ulaşmayı istemesi gereken en önemli hedefler; nakit yaratma kabiliyetini artırmak ve bu nakdin her zaman erişilebilir olmasını sağlamak olarak sıralanabilir. Doğal olarak bu durumun yönetilmesinde en önemli araçlar bu hedeflerin önce ölçülebilir, sonra da ileriye dönük gerçekçi olarak tahmin edilebilir olmasıdır. Bu nedenle dalgalı piyasalarda, üst düzey şirket yöneticilerinin ve yönetim kurullarının incelediği raporların ilk sayfasında bu bilgilerin yer alması önerilir.

Masada başlayıp masada biter

Finansal sürdürülebilirlik konusunda endişe eden şirketlerin karşısına en sık çıkan seçeneklerden biri ‘yeniden yapılandırma’ olmaktadır. Söz konusu kavram, çok geniş anlamda ve bir süreci bütünüyle tanımlamasına rağmen, ülkemizde daha çok şirketlerin finansal kurumlara olan borçlarının ötelenmesi anlamında kullanılmakta. Benzer şekilde, şirketlerin alacaklıları ile masaya oturarak müzakere etmeye başlaması, yapılandırmanın başlangıcı, yeni sözleşmenin imzalanması da yapılandırmanın bitişi olarak görülür. Bu yaklaşımın derinlikten son derece uzak olduğunu söylemek gerçekçi olur. Oysa ki süreç bundan çok daha önce başlar, sözleşme imzasından da oldukça uzun bir süre sonra biter. Bu noktada söylemek gerekir ki; doğru ve etkili bir yapılandırmanın başlangıcı da bitişi de şirketlerin yönetim masalarında oluşur.

Yapılandırma çalışmalarının ilk adımı; düşük performans gösteren şirketin yönetiminin, gelecek 6 ay içinde yükümlülüklerini kısmen ya da tamamen yerine getiremeyebileceğini tespit etmesi olur. Ardından hiç vakit kaybetmeden, mevcut durumu ve bu noktaya gelinmesine yol açan koşulları nesnel ve gerçekçi şekilde ortaya koyacak bir çalışmanın hazırlanması gelir. Raporun hedefleri; şirketin kısa ve uzun vadede karşılaşacağı güçlüklerin tam olarak anlaşılması ve mevcut sorunların yönetebilmesi için alternatif senaryoların ortaya konarak, kısa vadede uygulamaya alınacak aksiyonların belirlenmesi olmalı.

Dönüşüm stratejisi nasıl olmalı?

Hazırlık aşamasının bir sonraki adımı ise raporun sonuçları ve piyasadaki beklentileri esas alarak, başta verimsizlik ve nakit kaybına yol açan sebepleri ortadan kaldıracak, güvenilir, gerçekçi bir iş planı ile birlikte operasyonel dönüşüm stratejisinin hazırlanması. Bilindiği üzere bir şirketin yeniden yapılandırma sürecinde en önemli hedefi finansal sürdürülebilirliğe yeniden erişmektir. Bu nedenle yapılacak tüm planlamalarda cevap aranacak sorular nasıl nakit yaratılacağı, borç geri ödeme kabiliyetinin ne olacağı ve bunun nasıl artırılabileceği olmalı.

Hazırlık aşaması, diğer tüm koşullardan bağımsız olarak sürecin başarısında son derece kritik öneme sahip. Şirketlerin alacaklıları ile masaya oturmadan önce yapacağı hazırlığın kalitesi ve derinliği de aynı şekilde finansal yapılandırmanın hızını ve sonucunu doğrudan etkiler. Yetersiz ya da hiç hazırlık yapılmadan başlayan borçlu alacaklı müzakereleri, genellikle hem çok daha uzun sürer hem de şirketin mali ve ticari hayatı için geri dönülemez hasarlara yol açar.

Yeniden yapılandırma birçok şirketin karşı karşıya kalabileceği bir durum. İdeal olanı düşük performansın erken dönemde fark edilmesi ve şirketin iç kaynakları ile çözülmesi olur. Ancak bunun mümkün olamadığı durumlarda da şirket yönetimi önceliğini tüm sürecin hızlı ve en doğru şekilde yönetilmesine vermeli. Zorlu dönemlerde şirket yöneticilerinin değerli zamanlarını borç yapılandırma müzakerelerine ve daha önemlisi hazırlık sürecine ayırmaları yerine, eskisinden daha fazla operasyonlara odaklanması daha belirleyici olur. Unutulmamalı ki tüm yapılandırmaların temeli şirketin operasyonları ve değerleridir.

Bu doğrultuda KPMG olarak yapılandırma ihtiyacı içinde olan şirketlerin sürecin en başından itibaren nitelikli ve doğru danışmanlık desteği almalarını oldukça önemli buluyor ve öneriyoruz.

© 2024 KPMG Bağımsız Denetim ve Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik A.Ş., şirket üyelerinin sorumluluğu sundukları garantiyle sınırlı özel bir İngiliz şirketi olan KPMG International Limited ile ilişkili bağımsız şirketlerden oluşan KPMG küresel organizasyonuna üye bir Türk şirketidir. Tüm hakları saklıdır. 

Küresel KPMG ağının yapısı hakkında detaylı bilgi için kpmg.com/governance adresini ziyaret edebilirsiniz.

Bize ulaşın