KPMG Yeminli Mali Müşavirlik A.Ş ile Erdikler Bağımsız Denetim ve Yeminli Mali Müşavirlik A.Ş, KPMG Türkiye çatısı altında birleşti. Sektörde yeni bir sayfa açan birleşmenin iki lideri, süreci ve hedefleri anlattı. Murat Alsan ve Şaban Erdikler’e göre bu birleşme, 1+1’in toplamının 3 ettiği bir işlem. Alsan da Erdikler de heyecanlı ve iddialı: Birleşme model olacak, sektörde iş yapma biçimleri değişecek.

KPMG Türkiye Başkanı Murat Alsan ve birleşmeden sonra KPMG Türkiye Vergi Bölüm Başkanlığı’nı üstlenen Şaban Erdikler, KPMG Gündem’in sorularını yanıtladı. Sektörde bir ilke imza atan birleşmenin iki lideri, bu sinerjinin Türkiye’ye, iş dünyasına ve sektöre büyük fayda sağlayacağını söylüyor.


Birleşmeye nasıl karar verdiniz? Süreç nasıl başladı?

Murat Alsan: Tarih 3 Ekim’di, Şaban Bey ile bir akşam yemeğinde buluştuk. Biraz şirketleri, sektörü, geleceği konuştuk. Sohbet sırasında nasıl bir işbirliği, güç birliği yapabiliriz diye konuşmaya başladık. Aslında bu konuşma bizi hızla KPMG Yeminli Mali Müşavirlik şirketiyle Erdikler YMM’nin birleşmesine götürdü. Yaklaşık 1,5 ay içinde süreci tamamladık.

Bu bir ihtiyaç mıydı?

MA: Şaban Bey’in bu süreçte sıkça kullandığı bir ifadeyle yanıt vereyim; bence iki taraf için de 1+1’in 3 ettiği bir formüldü bu. İki tarafın da güçlü kasları var, o güçlü tarafları birleştirdiğimizde ortaya gerçekten Türkiye’nin en güçlü vergi denetim ve danışmanlık şirketi çıktı. Doğrusu biz de bunu yaratmak istedik yola çıkarken. 

Peki, sizin ajandanızda var mıydı böyle bir arayış?

Şaban Erdikler: Tabii, sektörün duayenlerinden birisi olarak gelişimin önünün açık olduğuna, alternatif yaratmanın, alternatiflerin içinde bulunmanın, onları değerlendirmenin gerekli olduğuna hep inandım. Profesyonel iş hayatım boyunca da tecrübelerimle bunu gördüm. Erdikler YMM, kurulduğu 2004 yılından bu yana hayli mesafe aldı. İki şeyi sağlamaya çalıştık; biri uluslararası firmalarda edindiğimiz temel ahlaki, etik ilkeleri, profesyonellik yaklaşımını tamamen elde tutmak, diğeri aynı zamanda yine bu firmalardaki tecrübelerimize dayanarak çok fazla gelişmemiş olduğunu gördüğümüz müşteriye hizmet anlayışının daha da geliştirilmesini mümkün kılmak. Bu iki unsuru sentezleyerek, uluslararası kalitede hizmet verilebileceğini gördük. Bunun bize kazandırdığı bir kas var gerçekten, bir kendine güven var.

Bu anlayışla her zaman ufkumuzu açık tuttuk. Teklif gelince de doğrusunu isterseniz biz ön çalışmalarımızı, ev ödevlerimizi hazır bulundurduğumuzdan çok fazla zaman kaybetmeden anlaşma sağladık. Çünkü teklifte bulunan da yolumuzun çeşitli vesilelerle kesiştiği ortak değerlere sahip olduğumuz bir kuruluştu. Bu kuruluşla beraber yol almak sahip olduğumuz güçlere ve imkanlara çok daha yenilerini katacaktı. Böylece hep ileriye bakmak hedefiyle Murat Bey’in çok net ifade ettiği gibi 1+1’i 3 yapmak üzere çabuk karar verdik, çabuk uygulamaya geçtik. Bugün de buradayız.

Kritik yerlerde kritik kararları alabilmek, liderlik bunu mu gerektiriyor?

ŞE: Lider, karar veren kişidir. Eğer karar alınması gereken yerde acze düşer gerekeni yapmazsanız, sizden bekleneni yerine getirmezseniz lider değilsiniz demektir, bu kadar net ve basit.

 

Hedef değişimin önüne geçmek

Bu birleşmenin hedefini soralım o zaman?

MA: KPMG penceresinden baktığımızda, yeni bir küresel başkanımız var. Son bir yıldır da küresel hedefleri, projeleri ciddi olarak yapılandırıyor ve değiştiriyor. Türkiye’de de çok ciddi bir büyüme hedefimiz var. Bu çerçevede tüm yapıya kuvvetli bir büyüme mesajı veriyor küresel şirket. Bu benim için stratejik önceliklerden bir tanesiydi. İkincisi ise vergi konusunda da dünyada önemli değişiklikler, gelişmeler var. Oyunun kuralları değişiyor, daha uluslararası oluyor, buna vergi dahil.

Teknolojinin vergiye girmesiyle pek çok uluslararası vergilendirme kuralının artık neredeyse ülke içindeki vergi uygulamalarının önüne geçmesi gibi küresel düzenlemeler ortaya çıkıyor. Bu konular, hem küresel bir ağ ihtiyacı doğuruyor hem de ülke içinde kuvvetli bir ekibe sahip olmanızı zorunlu kılıyor. Bunlar bizim önceliklerimizdi. Teknoloji konusunda ciddi yatırımlar yapıyoruz. Erdikler’in ekibi, müşteri profili, altyapısı da KPMG için aradığımız özelliklere cevap veriyordu. Bu sebeple hızlı şekilde ilerledik. Birleşmenin hedeflerimize ciddi katkıda bulunacağını değerlendiriyoruz. Ama asıl hedef, dünyayı sarsan değişimi yakalamak değil o değişime yön vermek, onun önüne geçmek.

ŞE: Gerçekten öyle bir zamanda yaşıyoruz ki vergiye dair her şey yeniden tasarlanmalı. Yeni tasarımda ülkelerin uluslar üstü yapılandırmalarından bahsediyoruz. Bizim en üst düzey vergi otoritesi olan Maliye Bakanlığı Gelir Dairesi Başkanlığı kadar önemli yeni vergi ögeleri karşımıza çıkıyor. Mesela OECD başlı başına bir belirleyici durumunda. Bizim mevzuat başlığı altında topladığımız, çok da sevilmeyen insanlara sıkıcı ve ürkütücü gelen unsur, milli olmaktan öte uluslararası boyut kazandı. Bu yeni ihtiyaçları beraberinde getiriyor. Özü değişmemekle birlikte vergicilikte de esas, kaliteli hizmetin hızla sunulmasına dayanıyor. Ama bunun arkasına bakınca uluslararasılaşma süreciyle ortaya çıkan küresel bilgiye ulaşma ihtiyacını görüyoruz.

Erdikler’de eksikliğini hissettiğimiz ana konu verdiğimiz hizmetin uluslararası gelişmelerle bütünleştirilmesi, birleştirilmesi ve ahenginin sağlanmasıydı. KPMG bu anlamda hedefe ulaşmamızı sağladı. Bu birleşme, birbirini tamamlayan yetenekli, tecrübeli, yüksek kapasiteli insanların bir araya geldiği çok daha güçlü bir örgüt yapısı ortaya çıkardı. Büyük hedefleri ortaya koyacak ve bunları gerçekleştirecek bir yapı, bir hizmet anlayışı bu. Görünen o ki hedeflerimize çok kısa sürede ulaşacağız. 

Burada yerli ve güçlü bir şirket doğdu diyebilir miyiz?

MA: Elbette, belirtmekte fayda var; birleşen iki şirket ve ona çatı olan KPMG Türkiye, çalışanlarının, ortaklarının Türk olduğu bir Türk şirketi. 

ŞE: Ben de eklemek isterim, yerli ve milli olmak uluslararasılaşmanın alternatifi değil ama onun engeli de değil. İdeal ve aranması gereken çözüm yerli ve milli niteliklerinizi koruyarak uluslararası boyuta kendinizi taşımanızdır. Ben bir anlamda uluslararası bir kuruluşun parçası haline gelmekten, yerli ve milli niteliğimizi koruyarak uluslararası arenaya çıkmaktan son derece mutluyum. Bu birleşme bir taraftan KPMG’nin yerli ve milli olmasını vurgulayacak, diğer taraftan küresel anlamda verilen hizmetin daha geniş kitlelere duyurulmasını sağlayacaktır.

MA: Uluslararası ağ bize çok ciddi bilgi akışı sağlıyor. Bize derken Türkiye’yi kastediyorum. Dünyadaki tüm gelişmeler ve bütün sektörlerindeki mevzuatlar ya da iş modelleri hızla güncelleniyor, Türkiye’de enformatik dolaşıma giriyor.

ŞE: Buna bir örnek vereyim; bizim kanunlarımızda Türkiye Finansal Raporlama Standardı diye bir kavram var. Zamanında IFRS olarak tabir edilen raporlama standartları vardı. Kamu Gözetim Kurulu bu standartlar ışığında Türkiye’nin kendi standartlarını oluşturdu. Vergi iş dünyasında uluslararasılaştırılmanın en çok yaşandığı alanlardan bir tanesidir. Burada hem vergi daireleri hem vergi ödeyenler yani aslında tüm paydaşlar bakımından yeni teknikler, yeni imkanlar vardır. İşlemleri ve işlevleri uygun hale getirmek, bu yeni teknik ve imkanların ülkeye kazandırılması demektir. Bu işlerin dünyadan kopuk yapılması mümkün değildir. Dünyada meydana gelen gelişmeleri anlayıp sindirecek ve hatta ileri giderek bunları kendi bünyesine, iş yapma şekillerine, kültürüne adapte edecek firmalar bunu başarabilir. KPMG bunu çok iyi yapıyor, uluslararası dolaşıma giren bilgileri alıyor, sentezliyor, analizini yapıyor, onlardan ürettiği çözümleri de Türk iş aleminin bilgisine ve yararına sunuyor.

Vergiyi yeniden tasarlamak, dediniz. Neler düşünüyorsunuz? 

MA: Türkiye’nin dünyadaki en iyi standartlara ulaşmasını istiyoruz. Bir Alman, bir Japon, bir Çinli Türkiye’ye geldiğinde vergide dünya standartlarında bir çatıyla karşılaşmasını hayal ediyoruz. Bunun için elimizden gelen katkıyı sağlayacağız.

Sektör için bir milat

Peki, hizmet verdiğiniz sektör için neden önemli bu birleşme sizce?

MA: Önemli bir uluslararası kuruluşla önemli bir Türk şirketi ele ele veriyor. Daha önce sektörde bu ölçekte bir birleşme olmadı. Birincisi, bu sebeple Türkiye için önemli. İkincisi, birleşmeden doğan yeni şirket, vergi, denetim ve danışmanlık piyasasının en büyük oyuncularından biri oluyor. Bir de tabii iki ekibin birleşmesinden gerçekten kuvvetli bir yapı ortaya çıkıyor. Bu çapta, bu özellikte çok fazla oyuncu yok Türkiye’de. 

ŞE: Bence de bu birleşme sektör açısından bir milat. Peki, bundan sonra ne olacak? Türkiye’de faaliyet gösteren uluslararası şirketlerin yerli firmalarla iş yapma ve birleşme konusundaki iştahları artacaktır. Diğer taraftan, Erdikler gibi daha küçük ölçekteki firmaların kendilerine güvenleri de artacaktır. Birleşmemiz işte böyle bir model olacak, benzer standartlarda iş yapma eğilimi artacaktır. Bir tarafta iştah arttı bir taraftan güven arttı, bu iştah ve güvenin birbirini beslemesi için standartların da birbirine yaklaşması lazım. İşte bu noktada meslekteki hizmet standardı olağanüstü noktada gelişecektir. 

Şu anda her açıdan sektörün en önemli oyuncularından biriyiz. Sadece rakamlardan bahsetmiyorum, moral olarak da bu sektörün lideri olacağız. Sahip olduğumuz nitelikleri yaygınlaştırarak sektörde iş yapma alışkanlıklarını değiştireceğiz. Çıtayı yukarı taşıyacağız.

Vergi bölümünü nasıl yapılandıracaksınız? Ortak bir kararınız var mı?

MA: Vergi bölümünün yapısında çok fazla değişiklik yapmıyoruz ama Şaban Erdikler’in vergi bölümümüzün başkanlığını yürütmesini kararlaştırdık. Bu vesileyle 8 yıldır vergi bölümü başkanlığımızı sürdüren Abdülkadir Kahraman’a çok teşekkür ederim. Çok önemli bir süreci tamamladı, önemli başarılara imza attı. Şaban Bey hem vergi bölüm başkanımız hem de icra kurulu üyemiz olarak görev yapacak, enerjisi ve tecrübesiyle vergi bölümümüzün önümüzdeki yıllarına damga vuracak diye düşünüyorum. 

ŞE: Çok teşekkür ederim, ben de şu mesajı vermek isterim; liderlik önemlidir ancak liderlik her şey değildir. Paylaşımcı olmak, şeffaf olmak hayati unsurlardır. Ben şimdiye kadar tüm iş hayatımda bunu sağlamaya çalıştım. Burada da aynı tecrübeyi hayata geçirmeye çalışacağım. Vergi bölümünde mümkün olduğunca genç arkadaşlarıma rol modelliği yapmaya çalışacağım. Burada da paylaşımcı, açık, şeffaf, samimi, dürüst bir yaklaşım içinde olacağım. Herkes kendi görüşlerinin dinlediğinin ve dikkate alındığının farkında olacak.

Kaç kişi olacak vergi bölümü?

MA: Sadece vergi bölümünde çalışanlarımızın sayısı 520’yi bulacak. Bu tam anlamıyla bir bütünleşme, iki ekibi bir araya getiriyoruz. Erdikler birleşmesiyle KPMG Türkiye’de istihdam bin 450 kişiye ulaşacak.

Geri bildirim aldınız mı sektörden, müşterilerinizden? Nasıl karşılandı bu karar?

MA: Oldukça fazla geri bildirim aldık. Çalışanlarımız, müşterilerimiz, uluslararası camia son derece pozitif geri dönüş yaptı. Birleşmenin küresel yapımızda da takdirle karşılandığını söylemeliyim.  

Oyunun kuralları değişecek

Bu birleşme sizi sektörünüzde nasıl ayrıştıracak?

MA: Erdikler’in KPMG çatısı altında olması sadece vergi değil tüm bölümlerimiz için bir kazanım. Türkiye’nin teknik kapasitesi yüksek, müşteri hizmetleri açısından güçlü, uluslararası ağ ve vergi teknolojisi açısından en fazla plana sahip şirketini oluşturduk. Bence bu rekabete de önemli bir boyut katacaktır. Tecrübe ve kalite olarak oyunun kurallarını değiştireceğimizi düşünüyorum.

ŞE: Sanıyorum KPMG’nin de Erdikler’in de kültüründe müşteriyi anlamak var. Müşteriyi anlayıp dinleyip onun perspektifini doğru olarak tespit ettikten sonra hayat kolaylaşıyor. Eğer yeterli tecrübeniz ve kuvvetli bir ekibiniz varsa kaliteli hizmet sunmak konusunda engeliniz kalmıyor. Hızı da eklediğinizde başarı kaçınılmaz hale geliyor. Biz KPMG bünyesinde bunu sağladığımıza inanıyoruz.

Küresel iş dünyasında büyük bir dönüşüm yaşanıyor, birleşme bunun bir sonucu mu sizce?

MA: Teknoloji dokunduğu her şeyle birlikte danışmanlık ve denetim hizmetlerini de değiştiriyor. KPMG de bunun bir parçası. Uluslararası tecrübe ve yereldeki güçlü ağı bir araya getirmek gerekiyor. Bu anlamda önemli bir sinerji yarattığımızı düşünüyoruz. Önümüzdeki yıllarda vergi hizmetlerinde teknolojinin etkisini daha çok göreceğiz. Dünya vergide yeni bir platforma gidiyor. Bizim de kendimizi buna en hızlı şekilde adapte etmemiz gerekiyor.

ŞE: Yeni şartlar ve yeni durumlara karşı yeni reçeteler oluşturmanız gerekiyor. Değişen ihtiyaçlara karşılık vermek her sektörde olduğu gibi bizim sektörümüzde de zorunluluk.