Birleşme ve satın almalarda sigorta vazgeçilmez olacak

Birleşme ve satın almalarda sigorta vazgeçilmez olacak

Avrupa’da birleşme ve satın alma işlemlerinde kullanılmaya başlanan beyan ve taahhüt sigortası, alıcıların koruma talepleri ile satıcıların temiz çıkış sağlamasında köprü görevi görüyor.

1000
zeynep cengiz

Şirket birleşme ve satın almalarında sigorta korumasının alıcı ve satıcı tarafına sağladığı avantajlar neler?

Birleşme ve satın alma işlemlerinde hedef şirket hakkında verilen beyan ve taahhütlerden doğacak olası finansal zararları Beyan ve Taahhütler Sigortası (Warranties and Indemnities) teminat altına almak mümkün. Bunun hem alıcı hem de satıcı için bazı avantajları var. Öncelikle her iki taraf için de satıştan kaynaklanacak riskleri minimize etme imkânı doğuyor. Her işte olduğu gibi sigorta bu konuda da risk yönetim mekanizmasının önemli bir parçasını oluşturuyor. Beyan ve Taahhütler Sigortası ile Hisse Devir Sözleşmesinde satıcı tarafından verilen taahhütler bire bir sigorta poliçesine konu oluyor, öte yandan özel olarak belirtilen tazminat maddeleri de sigortaya konu edilebiliyor. Birleşme, satın alma, elden çıkarma ve diğer işlemlerin yaygınlaşmasına olanak sağlıyor. 

Alıcı açısından bakıldığında;

  • Satıcıdan talep edilen beyan ve taahhütlerin hem tutar hem de süre anlamında tatmin edici hale gelmesi sağlanıyor,
  • Rekabetin olduğu bir işlemde avantaj yaratıyor,
  • Genel olarak işlemin riskini minimize ediyor,
  • Satıcı ve diğer taraflar ile ilişkilerin devamlılığını sağlıyor, 
  • Yapılan durum tespit (due diligence) raporlarını tamamlayıcı nitelikte olduğundan tüm sürece katkı sağlıyor.

Satıcı açısından bakıldığında ise,

  • Koşullu sorumluluk riskinin devredilmesini sağlıyor,
  • Portföyden risksiz çıkış/devir mümkün oluyor,
  • Durum tespit ve bilgilendirme süreçlerini destekliyor, 
  • Sürece finansal ve stratejik açıdan katkı sağlıyor (gerek fiyatın belirlenmesi gerekse uzun vadeli sorumlulukların devri anlamında),
  • Hisse sahiplerinin endişeleri azalıyor ve bu şekilde işlemi yapılabilir kılıyor.

Türkiye’de birleşme ve satın alma işlemleri bu yılın ilk yarısında hacim olarak geçen yılın aynı dönemiyle paralellik gösterirken, işlem sayısında yaklaşık yüzde 57 oranında önemli bir düşüş yaşandı. Sigorta koruması işlem sayısında yeniden bir artış görülmesini sağlar mı?

Hem alıcı hem de satıcı açısından risklerin devri mümkün olduğunda muhakkak ki bu tür işlemlerin yapılması da kolaylaşacaktır. Özellikle potansiyel alıcının yabancı olduğu durumda gerek yerel mevzuatın yeterince bilinmemesi gerekse ülkedeki diğer dinamikler alıcı için yüksek riskler oluşturabiliyor. Bu da nihai aşamada alıcının geri çekilmesine veya talep edilen fiyatın sağlanamamasına sebep oluyor. Sigorta, taraflar açısından riskin minimize edilmesi ve sürecin hızlanmasına katkı sağlayacağından işlem adetlerinin artmasını ve doğru fiyatın belirlenmesini destekleyecektir. Sigorta şirketleri tarafından sunulan bu ürünün alıcı ve satıcı taraflarca olduğu kadar projede aracı olarak yer alan finansal ve hukuki danışmanlarca da anlaşılması son derece önem taşıyor. Bu doğrultuda danışmanlar ile sigorta şirketleri ve brokerlerin daha yakın temasta olmasını arzu ediyoruz.

Sigorta koruması halka arz yoluyla yapılan satışlarda da uygulanabilir mi?

Halka arz yönetimi ile yapılan satışlarda hisse devir sözleşmesinden bahsedemediğimiz için Beyan ve Taahhütler Sigortası uygulanamaz. Ancak halka arz sürecine ilişkin şirket, şirket yöneticileri, satıcı ortak veya kontrol eden ortağın hatta arz sürecinde görev alan finansal danışmanların izahnameden kaynaklanan sorumluluklarını Halka Arz Sigortası ile teminat altına almak mümkündür.

Sigorta şirketlerinin birleşme ve devralma işlemlerinde aldığı riskler neler? Bu riskler diğer sigorta alanlarıyla kıyaslandığında ne büyüklükte?

Sigorta şirketleri gerekli incelemeleri yaptıktan sonra Hisse Devir Sözleşmesinde yer alan tüm beyan ve taahhütleri birebir sigortaya konu edebilir. Dolayısı ile ilgili satın alma / birleşme işleminin bu anlamdaki tüm risklerini de aşağıda saydığımız genel istisnalar hariç, devralmış olur. Bu poliçelerde genel olarak,

  • Bilinen durumlar / ihlaller,
  • Satıcının kötü niyetli, hileli hareketleri (Yalnızca “satıcı” taraflı poliçelerde istisna edilir) 
  • Sonuç zararları, cezalandırıcı nitelikte, ibret oluşturan zararlar,
  • İleriye dönük tahminler ve beyanlar,
  • Adli cezalar ve para cezaları,
  • Fonlanmamış veya eksik finanse edilmiş sosyal yardım planları, 
  • Satış fiyatı üzerinde yapılan ayarlamalar ve bu durumlardan doğan / doğduğu iddia edilen zararlar istisna edilir.

Bu poliçeler diğer sigorta branşlarına göre çok daha farklı ve ülkeye özel riskler barındırıyor. Dolayısı ile yerel mevzuata ve hukuka hakim sigorta şirketleri tarafından fiyatlanması gerekiyor. ‘Diğer ürünlere göre risk çok daha fazla’ demek doğru olmaz, ancak doğru fiyatlama yapılması için riskin doğru saptanması büyük önem taşıyor. Poliçeye konu beyan ve taahhütlerin kapsamı, teminat süresi ve muafiyet gibi hususlar fiyatlamaya etki etse de Türkiye’de genel olarak sigorta primlerinin satın alınan limitin yüzde 2 ila 2,5’i bandında olduğunu söyleyebiliriz. Bu noktada sigorta brokerlerine düşen rol müşteri ile doğru sigorta şirketlerini bir araya getirmek ve benzer projelerde edindiği tecrübe ile doğru yönlendirmeyi yaparak müşteri için optimal kapsamı temin etmek olacaktır.

Şirket birleşme ve satın almalarında sigorta korumasının Türkiye’deki geleceğini nasıl görüyorsunuz?

Beyan ve Taahhütler Sigortaları İngiltere ve Kıta Avrupası’nda sıklıkla kullanılan risk yönetim metotlarından bir tanesi. Ancak Türkiye’de bu tür özel sigortalar da genel sigorta satın alma eğilimimize paralel olarak çok fazla kullanılmıyor. Genellikle alıcı veya satıcının yabancı olduğu işlemlerde kullanımın daha yaygın olduğunu görüyoruz. Önümüzdeki dönemde Türkiye’de bu ürünlere talebin artacağını düşünüyoruz. Zira IBS Sigorta Brokerliği olarak projenin tüm taraflarını (finansal ve hukuki danışmanlar dâhil) bu konuda mümkün olduğunca bilinçlendirmeye çalışıyoruz. Bu ürünler satın alma sürecinin hızlanmasına da katkıda bulunacağından tüm taraflar için fayda sağlayacaktır. 

Şirket birleşme ve satın almalarında sigorta koruması zamanla zorunlu bir koşul haline gelebilir mi?

Bu tür özel ürünlerin kanunen zorunlu hale gelmesini öngörmüyoruz ancak ilerleyen dönemde alıcı ya da satıcı tarafça şart koşulması söz konusu olabilir. Poliçe koşulları ise projeye ve hedef şirkete ilişkin hususların sigorta şirketleri tarafından değerlendirilmesini takiben oluşturulabilecektir. Şartların oluşmasında hedef şirketin faaliyet alanı, proje bedeli, yapılan durum tespit çalışmalarının kapsamı ve yeterliliği, geçerli hukuk ve hisse devir sözleşmesinde yer alan beyan ve taahhütler belirleyici rol oynayacaktır. 

Son olarak, bu sigorta ürününün yaygınlaşması ve geliştirilmesi adına IBS Sigorta Brokerliği olarak ilişkili taraflar ve otoriteler ile belirli aralıklarla bir araya geldiğimizi ve yakın gelecekte Türkiye’deki farkındalığın gelişmiş ülkeler seviyesine taşınacağına inancımızın tam olduğunu da ifade etmek isterim.

© 2024 KPMG Bağımsız Denetim ve Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik A.Ş., şirket üyelerinin sorumluluğu sundukları garantiyle sınırlı özel bir İngiliz şirketi olan KPMG International Limited ile ilişkili bağımsız şirketlerden oluşan KPMG küresel organizasyonuna üye bir Türk şirketidir. Tüm hakları saklıdır. 

Küresel KPMG ağının yapısı hakkında detaylı bilgi için kpmg.com/governance adresini ziyaret edebilirsiniz.

Bize ulaşın